UZM. KLİNİK PSİKOLOG EZGİ ÖZKAN

PANDEMİ SÜRECİ AİLECE RUH SAĞLIĞIMIZI NASIL ETKİLEDİ?

Tüm dünyayı etkisi altına alan ölümcül olabilen bir salgından ruhsal olarak olumsuz etkilenmemiz kadar normal bir şey yok. Kaygı ya da korku son derece insani duygular, şu dönemde çok işlevsel çünkü bu duygular bizim önlem almamızı, gerekeni yapmamızı sağlıyor.

Fakat küçük çocuklar bilişsel gelişim düzeyleri ve kısıtlı tıbbi bilgileri nedeni ile hastalıkları, salgınları ya da virüs gibi konuları anlamakta ve adlandırmakta zorlanabiliyorlar. Özellikle ailelerin bu süreçte aşırı kaygılı, korkutucu, aşırı titiz, koruyucu kollayıcı yaklaşımları olduğunda çocuklar ve gençlerde de aşırı kaygı ve endişelerin geliştiği söylenebilir.

Covid-19 virüsünün, Mart ayında ülkemizde kendini göstermesiyle birlikte kendimizi bambaşka bir yaşamın içinde bulduk. İşi, okulu, sosyalliği her şeyi evin içine sığdırmak zorunda kaldık.
ÇOCUK VE ERGENLERİ DE ETKİLEDİ.

PANDEMİNİN PSİKOSOSYAL PEK ÇOK ETKİSİ OLDU.

Bir yandan enfeksiyon korkusu, hastalık aratış oranı, kayıplar bir yandan ekonomik zorluklar, aile içi rollerin değişmesi, uzaktan eğitim, evden çalışma, sevdiklerimizi ve büyüklerimizi görememe yetişkin dünyasında oldukça zorlayıcı olurken; hastalık korkusu, hayal kırıklığı ve can sıkıntısı, yetersiz bilgi, arkadaşlar ve öğretmenler ile yüz yüze temasın olmayışı ve ev ortamında kişisel alan eksikliği, ailenin mali kayıplarının doğrudan ve dolaylı sonuçları gibi stres etkenlerine maruz kalma süresinin uzaması çocuklar ve ergenler üzerinde psikososyal açıdan oldukça etkili olmuştur.

Çocukların içinde bulundukları yaş ve gelişim dönemine göre pandemi durumunda yaygın olarak gösterdikleri tepkileri inceleyen çalışmalar ise,
Okul öncesi dönemdeki çocuklarda yaygın olarak isteksizlik, oyuna odaklanmada güçlük, biberon kullanımı, parmak emme, tuvalet kazaları gibi kronolojik yaş ve gelişim düzeyiyle uyumu olmayan bazı davranışların yanı sıra, anne-babadan ayrılmama gibi durumların gözlenebileceği yönündedir. Ergenlerde gözlenebilecek tepkilerin ise okul çağında sergilenen davranışlara ek olarak isyan, risk alma davranışları, konsantrasyon eksikliği, bilinç bulanıklığı ve konfüzyonu kapsayabileceği belirtilmektedir.
Salgın öncesinde depresyon ve kaygı yaşayan çocukların da kendilerini çevrelerindeki ölüm ve hastalık haberleriyle boğulmuş hissedebilecekleri belirtilerek, COVID-19 şüphesiyle karantinaya alınan ya da tanılanan çocukların anne babadan ayrılma, etiketlenme, bilinmeyen bir hastalığa karşı korku ve sosyal izolasyon nedeniyle kaygı, akut stres ve uyum bozuklukları yaşayabilecekleri bildirilmektedir.

Pandemi sürecinde genel olarak ailenin iş ve ev yaşantısı arasındaki sınırlarının bozulması ek olarak eğitim yaşantısındaki çocukların uzaktan eğitim yoluyla ev ortamında öğrenimlerine devam etmek durumunda kalmaları ailelerin gerek kendileri gerekse çocukları açısından dengeli ve sürdürülebilir biz düzen oluşturmasını güçleştirirken, aile içi disiplin de olumsuz etkilenmiştir.

Uzm. Klinik Psikolog Ezgi ÖZKAN
Aile ve Çift Terapisti