MEME KANSERİNDE ERKEN TEŞHİSİN ÖNEMİ

Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Meme kanserinin kadınlardaki en sık kanser türü olması ve görülme sıklığındaki artış nedeni ile toplumda meme kanseri farkındalığı ve tarama programları ciddi önem taşımaktadır. Bu nedenle, meme kanserinin erken tanısı için önerilen kontrol programlarını uygulamak çok önemlidir. Meme kanserine erken evrede tanı konması, tedavinin başarıya ulaşma ve hayatta kalma şansını arttırır. Tarama yöntemleri ile meme kanseri tanılarının % 61’i erken lokalize dönemde konulabilmektedir. Bu dönemde yakalanan hastaların 5 yıllık yaşam beklentileri % 99 gibi oldukça yüksek bir orana sahiptir.

Tarama progamlarının amacı erken tanı ve etkin tedavi sayesinde daha sağlıklı ve uzun bir yaşam sağlanmasının yanında; tedavi olan hastaların yaşam kalitesinin yükseltilmesi, erken evrede tanı ile meme koruyucu tedavi seçeneklerinin (memenin bir kısmının alınması) de hastalara sunulabilmesidir.

Erken evrede meme kanserleri diğer kanser çeşitlerinde olduğu gibi ileri dönemlere gelene kadar belirgin bir belirti vermeyebilir. Erken teşhiste en önemli faktör, kişinin bu konuda bilinçlendirilmesidir. Erken tanı için üç temel yöntem uygulanabilir. Bunlar; kişinin kendi kendine yaptığı meme muayenesi, doktor tarafından yılda bir yapılan meme muayenesi ve mamografi (meme röntgen filmi)’ dir.

Kadınların 20 yaşından sonraki dönemde, her ay memelerini kendi kendilerine muayene etmeleri gereklidir. Menopoz öncesi dönemde adetin başlangıcından sonraki 7-10. günlerde, menopoz sonrası dönemde ise her ayın aynı gününde muayene yapmalısınız. Meme dokusu içerisinde herhangi bir şüpheli kitle ele geldiğinde vakit geçirmeden doktora başvurmalısınız. 20 yaşından sonra 2 yılda bir, 40 yaşından sonra yılda bir kez doktora meme muayenesi yaptırmalısınız. Bu şekilde takip edilen kadınlarda kanserin çok erken dönemlerde yakalanabildiği ve meme kanserine bağlı ölümlerde %30 oranında azalma sağlandığı tespit edilmiştir.

Meme şikayetiyle gelen hastalarda ilk yapılması gereken radyolojik tetkik olmamalıdır. Öncelikle bilinmelidir ki, meme cildini ilgilendiren bazı hastalıkların tetkiklerle saptanma şansı yoktur. Doktor muayenesi olmadan yalnızca tetkik yapıldığı takdirde, meme başı ve cildini tutan bu rahatsızlıkları atlama ihtimali yüksektir. Bu nedenle doktor muayenesi sonrası hastanın yaşına uygun olarak gerekli tetkikler (meme ultrasonu, mamografi, meme MR vb.) istenmektedir.

Meme ultrasonogafisi oldukça kolay yapılabilen tetkiktir. Mamografi tetkiki yapılış itibarı ile biraz ağrılı olmakla birlikte, ultrasonda tespit edilemeyen bazı durumları saptamada oldukça değerlidir.

Sonuç olarak; unutulmamalıdır ki, meme kanseri kadınlarda en sık görülen ve erken yakalandığında tedavisi olan bir hastalıktır. Meme kanseri görülme sıklığı yaşla birlikte artış göstermesine rağmen, genç yaşlarda bile ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle herhangi bir rahatsızlık olmasa bile, erken yaştan itibaren her bayanın meme kontrolü yaptırması önerilir.