SOSYAL AĞLARDA GEÇİRİLEN ZAMAN İLİŞKİLERİ BİTİRİYOR

Son zamanlarda hayatımızda büyük rol oynayan akıllı telefonlar ve ardından gelişen facebook, twitter, instagram ve bunun gibi sosyal ağlara olan ilgimiz çok belirginleşti. Günceli takip etmenin yanında, yeni insanlar tanıyıp sosyalleşmemizi sağlayan bu ağlar çift ya da evlilik ilişkilerini olumsuz yönde etkilemeye de başladı. Çoğu zaman insanların birbirine ayırdıkları zamanlarda; örneğin bir restaurantta yemek yerken karşılıklı oturup sohbet etmeden sosyal ağlar üzerinden iletişim kurduklarını ya da sadece telefonlarıyla ilgilendiklerini gözlemleyebiliyoruz.

Sosyal medya bu kadar hayatımızın içine girmişken haliyle kıskançlıkları ve paranoid özellikleri de arttırmaktadır. Artık akıllı telefonlar sayesinde insanlar gittikleri mekanı, yedikleri yemeği, giydiği kıyafeti, beden güzelliklerini paylaştıkları için; takip edilen kişiler ya da bakılan fotoğraflar bile çiftler arasında kıskançlık sebebi olmaktadır. Eskiden çiftler birbirini kıskansa bile bu duygularını saklamaya çalışırken; şimdi sosyal ağlar çiftlerin birbirlerini gizliden takip etmelerine, çatışmalara, birlikte geçirilen vakitlerin azalmasına sebep olduğundan ilişki için yıkıcı olmaktadır. Evliliklerin bitişi ya da çift ilişkilerinin bozulmasında tek suçlu olarak sosyal medyayı göstermek doğru olmasa da; ayrılıkları, kıskançlıkları ya da boşanmaları tetikleyici bir etken olmaktadır. İlişkilerdeki çoğu zaman konuşulmayan ya da üstü kapatılan sorunların arkasından gelen boşluklara sosyal ağlar yerleşmiştir. Evdeki eşinden istediği ilgiyi görmeyen ve beklediği sözcükleri duymayan kadın ya da erkek sosyal medyanın sahteliğiyle doyum sağlamaktadır. Kişilerin telefonlarıyla geçirdikleri vakit arttıkça ilişkilerde ki boşluklar daha da büyümektedir. Hatta üçüncü kişilerin de dahil olmasına yani aldatmalara kadar gidebilmektedir. Kişilerin sosyal medyada gerçek kimliklerinden ayrı kimliklerle mesafeler sorun olmaksızın herkese ulaşabilmesi sağlandığından küçük kaçamakları da arttırmaktadır.

Akıllı telefonlar ya da sosyal ağlar hepimizin tabiatında var olan kıskançlık duygusunu da tetiklemektedir. Kıskançlık kişinin sevdiği, sahiplendiği ya da bağlandığı bir kimseyi kaybetme korkusudur. Sosyal ağlardan kolaylıkla yeni arkadaşlıklar kurulabilmesi, herkesin telefonunun kendine özel olması, şifre koyabilmesi gibi durumlar kişilerdeki kaybetme korkusunun yoğunlaşmasına sebep olmaktadır. Aldatmaların bir parçası haline de gelen teknoloji, kıskançlık yaratan durumları kimi zaman haklı çıkarabildiği gibi; sağlıksız olan kıskançlıklarda ki izleme, sorgulama, kontrol etme gibi davranışları artırmaktadır. Bu tür kişiler telefonları ve bilgisayarı sık sık kontrol ederek, eve gizli kamera koyarak eşinin davranışlarını izler ve en ufak bir değişiklik, eşinin duygu durumundaki en ufak bir farklılık, aldatıldığının kanıtı olması için zaten yeterlidir. Bu tip kıskançlıklarda çiftin karşılıklı sosyal ağdan uzak durmaları ilişkileri için daha doğru olacaktır. Sosyal ağların ilişki içinde olumsuzluklarının yanı sıra çiftleri bir araya getiren bir tarafı olduğunu da inkar etmemeliyiz. Birçok çiftin tanışması ya da uzaktan da olsa ilişkilerini devam ettirip, evlilik için imza atmalarının mimarıdır. Bu nedenle sosyal medya iyidir ya da kötüdür demeden önce nasıl ve ne amaçla kullanıldığı önemlidir. Günceli de takip ettiğimiz sosyal ağların tüm Dünya’da bu kadar kullanılırken hiç kullanılmaması da mantıklı olmayacaktır. Son olarak ilişkilerle ilgili önemli noktanın karşılıklı uyum ve sorunlara ilişkin farkındalık olması gerektiğini vurgulamak isterim. İlişki, iki şey arasındaki bağ yani bir şeyin tek başına yapılamaması halidir. Bunun için kadın ve erkeğin aynı olması gerekmez. Sadece özen göstermek gerekmektedir. Durağanlaştığında yani yetiştirdiğimiz ortak bir bitki gibi düşünürsek; beslenmediğinde, güneş görmediğinde, sulanmadığında solar, ışıltısını kaybeder, kendini tüketir. Bundan yola çıkarak sorunlar başladığı anda çözüm aramaya başlamak ya da bir uzmana başvurmak ilişkiyi yeniden canlandırmanıza yardımcı olacaktır.