HAFİF KOGNİTİF (BİLİŞSEL) BOZUKLUK ALZHEİMER HABERCİSİ OLABİLİR

Yaşlılık insan hayatının doğal ve kaçınılmaz bir evresidir. Günümüzde sağlık ve sosyal alanlardaki iyileşme ile yaşam süresi uzamış ve yaşlılığa bağlı demans (bunama) görülme oranları da artmaya başlamıştır. Hafif kognitif bozukluk yaşla ilişkili olmayan bellek bozukluğu ile demans (bunama) arasında net olarak tanımlanamayan bir sendromdur. Normal yaşlanmanın dışında olan tam olarak demans tanısını karşılamayan durumları kapsar. Hafif kognitif bozuklukta unutkanlık ve dikkat sorunları kişinin gündelik hayatında belirgin bir bozulmaya yol açmadığı için çoğu zaman bu kısım gözden kaçabilmektedir.

Genel Belirtiler Nelerdir?

- Unutkanlık temel yakınma ve başvuru sebebidir.
- Değerlendirmede yaş, eğitim, meslek vb. durumlara göre normal olmayan bir bozulma vardır.
- Bellekte hafif bir bozulma görülür. Hafif yeni şeyleri öğrenme güçlüğü, dikkat sorunları, bir takım unutkanlık sorunları. Diğer bilişsel alanlar korunuyordur.
- Unutkanlık diğerleri tarafından da doğrulanabilir bir durumdadır.
- Günlük yaşam aktiviteleri normaldir. Belirgin bozulmalar yoktur.
- Depresyon ve diğer psikolojik / psikiyatrik şikâyetler eşlik edebilir.
- Bunama kriterlerini karşılamaz.

En Önemli Tanı Aracı Nedir?

- Klinik muayene
- Nöropsikolojik test (Bu alanda eğitim almış Uzman psikolog tarafından uygulanır.)

Hafif kognitif bozukluğun yüksek oranda Alzheimer tipi demansın erken belirtisi olabileceğine ilişkin çok sayıda araştırma bulunmaktadır. Diğer demans tipleri de görülebilmektedir. Bu sebeple Hafif Kognitif Bozukluk bir uyarı olabilmektedir. Nöropsikolojik test ile (unutkanlık testi) demansın görüntüleme tetkiklerine (MR gibi) yansımadan önce tespit edilebilmekte ve erken teşhis konulabilmektedir. Hafif Kognitif Bozukluğun demansa dönüşüp dönüşmediğini saptamak için 6-12 ayda bir klinik ve nöropsikolojik değerlendirme ile takip edilmelidir.

Erken Tedavinin Faydaları Nelerdir?

Hafif Kognitif Bozuklukta nörodejeneratif prosesin beyinde başlamış ancak henüz günlük yaşamda belirgin bozulmalara yol açacak düzeyde ileri olmadığı bilinmektedir. Demans öncesi evre olarak da bilinen bu aşamada başlanan tedavinin uzun vadede en fazla yararın görüldüğü evredir. Bu sebeple erken teşhisin önemi büyüktür.