Boşanmayla Nasıl Başa Çıkabilirim?
04.09.2012
Günümüz
toplumuna baktığımızda boşanmanın oldukça yaygın olduğunu görmekteyiz. Kişiler
birbirlerini uzun yıllar tanıyor olmalarına rağmen evlendikten çok kısa bir
süre sonra boşanma kararı alabilmektedirler... Tabi ki bu süreç kimse için
“boşanalım” demek kadar kolay olmamaktadır. Özelliklede bu karar, tek taraflı
olarak verildiyse… Bu durumu başımıza gelen en kötü şey olarak algılamak yerine
severek ya da tanıştırılarak evlendiğimiz, ortak bir hayatı paylaştığımız
kişiden sürekli hale gelmiş, çözülemeyen sorunlar sebebiyle hayatlarımızı
ayırmamız olarak düşünmek daha doğru olacaktır. Sorunların çözümüne yönelik her
şey denendiyse buna rağmen sorunlar aynı şiddetle devam ediyorsa boşanma tercih
edilebilir. Boşanma çoğu zaman kişiler için yeni bir başlangıç olabilmektedir.
Zaten kimse iyi ve mutlu olduğu bir evliliği boşanmayla sonlandırmak istemez,
özellikle çocuklarda varsa…
Boşanma basit bir süreç değildir, çok
net karar verilmiş olsa da evlilik boyunca yaşanan iyi-kötü her şeyi düşünmek
gerekir. Kimi zaman bireyler “Acaba bitirmeli miyim yoksa devam etmeli miyim?” çelişkilerine
kapılabilirler. Kararsızlık, üzüntü, öfke, sevgi, pişmanlık, mutluluk gibi
karmaşık duygular kişinin kafasında sürekli boşanmayı yeniden
sorgulatır. Kimi zaman boşanma sonrası tarafların depresyona girdikleri bile
gözlemlenmektedir. Boşanma sürecinde çiftlerin bir uzmandan destek almaları
daha sağlıklı kararlar alınmasına yardımcı olacaktır. Asıl doğru olanı
kişilerin boşanma gerçekleşmeden önce bir psikolojik destek almaya başlaması;
boşanma sırası ve boşanma sonrası da bu desteğe devam etmesidir.
Boşanma kararı çeşitli sebeplere
bağlı olarak ortaya çıkabilir. Kültürel farklılıklar, şiddet, alkol ve madde
kullanımı, maddi sorunlar, ailelerin müdahalesi, kıskançlık, aldatma belli
başlı sebepler arasındadır. Boşanma kararı eğer üçüncü bir şahıs sebebiyle
verildiyse(aldatma ya da aileler) veya çiftlerden tek bir kişi boşanma kararını
verdiyse diğer taraf yoğun özgüven eksikliği ve yetersizlik duyguları
yaşayabilir. Bu durumun yol açtığı kişi deki yoğun öfke ve intikam duyguları
boşanma sürecini her iki taraf içinde zorlaştırabilir. Bazen de boşanma sürecinde ailelerin ya da
yakınların destek amacıyla müdahaleleri boşanmayı daha çözülemez hale
getirebilmektedir.
Boşanma süreci; boşanma öncesi,
boşanma dönemi ve boşanma sonrası olarak üç dönemde yaşanmaktadır. Boşanma
öncesi dönemde; eşlerin anlaşamamaya başladığı, artık bazı şeylerin eskisi gibi olmadığını
düşündükleri bir dönemdir. Çiftler arasındaki tartışmalar artarken,
birbirlerinden uzaklaşmaya başlarlar. Eşlerden biri ya da ikisi artık
sonlandırma kararını düşünmeye başlamıştır. Bu süreçle birlikte çocuklar ve
geleceğe ilişkin kaygılar yoğun olarak yaşanmaya başlar. Bu sürecin sağlıklı
olması için öncelikle çiftlerin bu kararı iki kişi arasında vererek, üçüncü
şahısları bu sürece dahil etmemeleri gerekmektedir. İkinci evre boşanma
sürecidir… Eşlerden biri veya diğeri tarafından verilen boşanma kararı
netleşirken avukatlarla görüşmeler başlar. Boşanma sırasındaki avukat ve
mahkemeyle ilgili süreç insanların gerilmesine sebep olduğundan, özelliklede
çocukların yıpranamaması için çiftlerin anlaşmalı boşanma kararı almaları her
zaman daha uygun olacaktır. Çatışmalı
evliliklerin arakasından boşanma sürecinde de ortak bir yol izlemek ve
anlaşmaya varmak zor olduğundan avukatların sadece diyalog kurması daha iyi
olacaktır. Bu süreçte eşlerden birisi daha kararlı ve güçlü olurken diğer eş: güçsüz, çaresiz, yalnız, hüzünlü, yıkılmış,
depresif, kızgın hissedebilir. Her iki taraf içinde pişmanlığın yoğun yaşandığı
bir dönemdir. Boşanma süreci bazen ayrılmak istemeyen eşin intikam savaşına
dönüşüp diğer eş daha zorlayıcı olabilmekte hatta bunda çocukların da aracı
olarak kullanılması boşanma sürecini içinden çıkılmaz bir güç savaşına
dönüştürebilmektedir. Boşanmanın ardından gelen dönem ise yeni bir başlangıç
yapma zamanıdır. Eşlerin bazıları için bu dönem daha kolay ve hızlı olurken,
bazıları için daha zor ve travmatik olabilmektedir. Bu süreci kabullenememe,
yaşanan pişmanlık duyguları, gelecekle ilgili yoğun kaygılar , ne yapacağını
bilememe , bir türlü adım atamama gibi duygular yaşanır. Bu dönem de bir uzman
desteği almak kişinin güçlenmesinde yardımcı olacaktır.
Boşanma kararı taraflardan biri
tarafından alınmış olsa bile, diğer eşin bu evliliği devam ettirmekte direnç
göstermesi sorunları çözmek yerine daha da çiftlerin tükenmesine sebep
olacaktır. Sorunların ortaya çıktığı zamanlarda ya da çeşitli çözüm yolları
denenmesine rağmen problemeler hala devam ediyorsa kişilerin bir çift terapisi
alması uygun olacaktır. Boşanmanın ardından gelen bir diğer önemli noktada
çocuklardır. Çiftlerin ayrıldıktan sonra anne baba rolleri devam etmektedir. Bu
nedenle her iki tarafında da yaşadığı duyguları çocuklara yansıtmaması
gerekir. Anne –baba her şeyin yolunda
olduğunu çocuğa hissettirerek çocuğun kaygılarını azaltmalıdır. “Biz artık aynı
evde yaşamıyorsak ta senin annen baban olarak yine birlikte olacağız” mesajını
vermeleri çocuğun gelecek ve kendiyle ilgili kaygılarını azaltacaktır. Yine de
bu durumun sağlanamaması halinde, çocukta davranış bozuklukları ortaya
çıkmaması adına bir uzmandan destek almak sağlıklı olacaktır.
UZM. PSİKOLOG EZGİ ÖZKAN