KULAKTA SU BİRİKİMİ: EFÜZYONLU OTİT

Kulakta su birikimi (efüzyonlu otit) kulak zarının arkasında genel veya bölgesel enfeksiyon belirtileri olmaksızın orta kulak boşluğunda sıvı toplanmasıdır.

Kulakta su neden birikir?

Genelde kabul edilen, bu hastalığın östaki tüpü tıkanıklığına ve devam eden veya geçmiş orta kulak iltihabına bağlı gelişeceğidir.  En sık sebebi geniz etidir. Geçirilmiş bir üst solunum yolu enfeksiyonu, alerjik burun iltihabı veya genizdeki kitleler de östaki fonksiyonunu bozabilirler. Östaki tüpü çalışmazsa orta kulaktaki hava basıncı düşer ve vakum etkisi oluşur. Bu durum uzun sürerse, orta kulağın içini örten mukoza salgı üretir. Sonuçta orta kulak boşluğu sıvı ile dolar.

Belirtileri nelerdir?

Bu hastalıkta ateş, ağrı, kulak akıntısı gibi belirtiler gözükmez. Zaman zaman kulak çekiştirme veya tıkanıklıktan şikayetçi olabiliriler. Aileler işitme azlığı, çocukların kendilerine cevap vermemesi, ilgisiz cevaplarla soruları geçiştirmesi, konuşuma dil gelişiminde gerilikten şikayet ederler. Ayrıca çocuğun televizyonu daha yüksek sesle dinlemesi, daha yakından seyretmeye başlaması, okul başarısının öğretmeni duymamaya bağlı düşmesi de dikkati çeker.

Tanı nasıl konur?

Tanı otoskopik kulak muayenesi ile konur. İşitme testi ile doğrulanır. Saf ses işitme testi genellikle 5 yaş altı hastalarda güvenilir sonuçlar vermez. Yapılan ikinci bir test olan basınç testi ile yaşı kaç olursa olsun objektif sonuç alınır. Kulaktaki sıvının yoğunluğu tespit edilip tedavisi şekillendirilir. Bu test çok kısa süren çocuğun canını asla yakmayan bir testtir.

Tedavi edilmezse ne olur?

Yapılan çalışmalar tedavi edilmeyen olguların %70 inin 10 yaşına kadar kendiliğinden kaybolduğunu gösterir. Ancak geri kalan % 30’unda ileriki yıllarda kişinin yaşam kalitesini çok etkileyen kalıcı hasarlar meydana gelebilir. Bu nedenle çocukların takibi ciddiyetle KBB uzmanı tarafından yapılmalıdır.

Tedavi seçenekleri nelerdir?

Araştırmalar akut orta kulak iltihabı sonrası oluşan sıvı birikiminin 3–6 ay zarfında kaybolduğunu göstermektedir. Dolayısıyla düzenli takip etme ilk planda önerilmektedir. Kulakta sıvı tespit edilen çocuklar takibe alınmalıdır. Önce çevresel risk faktörleri azaltılmalıdır. En önemli risk faktörleri emzikliyse yatarak emzirme, evde sigara içilmesi ve erken dönemde kreşe gitmesidir.

Medikal ve cerrahi yaklaşımlar nelerdir?

Antibiyotik tedavisi ilk planda düşünülen yaklaşımdır. Bununla beraber alerji gözleniyorsa alerjik tedavide eklenebilir. Medikal tedaviyle düzelmeyen sıvı birikimlerinde cerrahi tedavi önerilmektedir. Cerrahi olarak ventilasyon tüpü tatbiki ile birlikte geniz etinin alınması operasyonu yapılır. Bu operasyon genel anestezi altında yapılan yaklaşık 15-20 dakika süren bir operasyondur. Kulağa takılan tüpler kesinlikle dışarıdan gözükmez. Yaptıktan sonra çocukların anestezi etkisinden tam olarak çıkmasını bekleyip genellikle aynı gün içinde taburcu edebiliyoruz. Daha sonra haftalık ve aylık takiplere başlanır.